sallantı

sallantı
"1. swinging; swaying; undulation; rocking, tottering, wobbling. 2. astr. libration (of the moon). -da bırakmak /ı/ to leave (something) up in the air, leave (something) unresolved. -da kalmak (for something) to be left up in the air, be left unresolved."

Saja Türkçe - İngilizce Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • sallantı — is. 1) Sallanma işi 2) mec. Sürüncemede bırakma, savsaklama Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sallantıda bırakmak sallantıda kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • amortisör — is., Fr. amortisseur 1) Motorlu araçlarda sarsıntı, sallantı vb. hareketleri en aza indiren, yayların gereksiz hareketlerini gidermeye yarayan düzen 2) Bu düzeni kuran öge, cihaz, yumuşatmalık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • LERZE — f. Titreme, titreyiş. Sallantı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • cımbıldamak — kap içindeki bir sıvının sallantı sonucu taşması …   Beypazari ağzindan sözcükler

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”